12 Ocak 2010 Salı

EHMEDE XÂNİ


Ahmed-i Hani...

İnsanın eşref mahlukat olduğunun şuurunu kendinde özümsemiş, ömrünü materyalizmin girdabındaki insanı,kan savaş ve kötülükten çekip özgür ve şahsiyetli olmaya çağırmakla geçiren Müslüman alim..


Ahmed-i Hani bugün isimleri anıldığında herkesin üç aşağı beş yukarı fikri olan shakespeare,fuzuli,firdevsi gibi yazarlar,düşünürler kadar kıymetli eserler bırakmıştır Kürt edebiyatına.

İsminin bu kadar az duyulması hatta yalnızca belli bir kesimce tanınması elbette tesadüf değildir..O çokça yakınır halkının birlik ve beraberlik içinde olmayıp başka otoritelerin egemenliğinde ezilmesine.


Birçok dil bilmesinin yanında Kürt olduğu için kürtçe olarak yazmıştır eserlerini.İstemiştir ki Kürt halkının da bir aşk hikayesi olsun.."Mem u zinn" gibi bir hikayeyi miras bırakmıştır kan ve savaşın dilinden anlamayan herkese..Çünkü aşkın olduğu yerde savaşa düşen lal olmaktır..


Ahmed-i Hani(Ehmede Xâni) 'yi 21.yüzyılda da anlıyor olmak hala mümkünken,savaşı çözümün tek yolu olduğunu savunanları anlamamak ne acıdır..


Rahman Rahmet eylesin
Yol açanlara, yola çıkanlara ,yolcu olmayı dert edinenlere..


NüHa


"ki: ey şıhbete eşke mın rewane" ("ey benim gözyaşlarım gibi dökülen nehir)

"be sebr u sıkuni,aşıqane" (ey aşıklar gibi sabırsı ve sukunetsi nehir)

"be sebr u qerar u be sıkuni"(sabırsız kararsız ve sükunetsizsin)

"yan şıbhete mın tu ji cinuni?"(yoksa sen de benim gibi deli misin?)

(mem u zinn)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sözün Gücüne inanmayan neden kelime-i şehadet getirir ki?..