31 Ağustos 2010 Salı

İstanBul aĞrısı

.............



Ulan İstanbul sen misin
Senin ellerin mi bu eller
Ulan bu gemiler senin gemilerin mi
Minarelerini kürdan gibi dişlerinin arasında
Liman liman götüren
Ulan bu mazot tüküren bu dövmeli gemiler senin mi
Akşamlar yassıldıkça neden böyle devleşiyorlar
Neden durmaksızın imdat kıvılcımlari fışkırıyor
Antenlerinden
Neden
Peki İstanbul ya ben
Ya mısralarını dört renkli duvar afişleri gibi boy boy
Gümrük duvarlarına yapıştıran yolcu abbas
Ya benim kahrım
Ya senin ağrın

Ağır kabaralarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın
Çaresiz zehirler kusan çılgın bir yılan gibi
Burgu burgu içime boşalttığın
O senin ağrın
O senin
Eğer sen yine İstanbul'san
Yanılmıyorsam
Koltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğim
Sicilyalı balıkçılara Marsilyalı dok işçilerine
Satır satır okumak istediğim
Sen
Eğer yine İstanbul'san
Eğer senin ağrınsa iğneli beşik gibi her tarafımda hissettiğim
Ulan yine sen kazandın İstanbul
Sen kazandın ben yenildim


........
Atilla İlhan(kırpılmıştır)




Bir gece vakti İstanbulluysan
Allah yardımcın olsun diyebilirim :)
İstanbul artık şiirlerde güzel diyecek kadar kötümser'im ..

El Sebep?
sormayın gitsin..

NüHa



Fotoğraf:Ortaköy camii arkası

28 Ağustos 2010 Cumartesi

Pak-istan

Mefkur bedenimizin solgun parçası Pakistan
bugün kaç yetimin açlıktan baygın baktı göğüne

kaç anne yüreği kavruk içerinde

su-ya kırılma sakın
onun başı secdede

ve bize..

elimiz yetmesede..
dilimiz kurulu dua saatlerine

NüHa

Pakistan'a dua

26 Ağustos 2010 Perşembe

En Güzel Şiiri Bir "Adam" Söyler..



"Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
"


Bir 'adam' şiir söylediğinde de ayet okur gibi nasıl on ikiden alırmış hedef gördüm

bir adam nasıl aşıkmış ağladım

bir adam nasıl ağlarmış öğrendim

bir adam nasıl adanmış anladım

bir adam nasıl adammış bildim

Bir adam konuşurken denizler nasıl derinleşirmiş..

bittim
...
Allah övsün..


Ben hiç Roza'yı bir alimden dinlememiştim ki..NüHa

Fotoğraf:Nüha/İznik



11 Ağustos 2010 Çarşamba

Ramazan Hoş Gelir Ya Biz..?



Dün,annelere temizlik için bahane çok misali ramazan temizliğini bitirdik.
(aklım istemesede vicdanım elvermiyor, kızsal içgüdüler kaplamaya başladı mı ne :) )
Ramazan için gerekli olan maddi hazırlığı yaptık şükür herkes gibi,asıl mesele olan manen hazırlık için bilinçlerimizi yoklamak istedik..


Ramazan üzerine kritik yaparken ramazandan ne anlıyoruz sorusunu gündeme getirdik aile efradınca. "Ramazan" denince akla direkler arası oyun,eğlence,yeme-içme,türbe ziyareti (ne alakaysa)gelmemesi gerektiği ve "diş fırçalamak orucu bozarmııı hocaaaam" tarzı soruların fıkıh anlayışından yoksun olduğu konusunda mutabakat sağlamak istedik :)

Bu tür içi bilinçten yoksul programların halkı bir adım ileriye taşımadığı konusunda ne kadar hemfikir olsakta bu ramazanda da yine üstteki manzaraları izleyip aç kalmaktan sıkılmış"mübarek 11 ayları"(bunu ilk duyunca çok gülmüştüm çok :) ) iple çeken insanlar izleyeceğiz.Her gün mukabelelerde günde bilmem kaç cüz okuyan ablalarımız, abilerimiz bir ayeti dahi manasıyla kavrayamadan "ben şu kadar hatim bitirdim hocam duanda bağışla"(!) diye hocalarından istirham edecek...
Eş-dost toplanıp mükellef sofralarda dışardakilerden daha açmışçasına yemekler verilecek..

Ve Bayramı onu haketmişliğimizin(!) mesruru ile karşılayacağız...


.....


Tüm bunlar geçmişin zihnimde canlandırdıkları..
Şimdi başındayız Ramazanın, şimdi inzal olmaya başlamalı Kur'an herbirimize..
Geç değil İnşaallah yukarıdaki manzaralar yaşanmaz ben çok yanılıp çokça utanırım yazdığım ve düşündüklerimden.


İnşallah bu Ramazan bir yoksulu soframıza alıp,bir nafile ibadeti hayatımıza sokup,bir Ayeti daha tatbik ettiğimiz ve Kur'an ayını geçen tüm senelerden daha iyi ihya ettiğimiz bir Ramazan geçiririz..



"Siz Ey İman edenler!Oruç tıpkı sizden öncekilere olduğu gibi sizede yazıldı;belki bu sayede takvaya erersiniz"(bakara 183)



Takva orucun gerekçesi ise ..
Her iftarda sormaya ne dersiniz..
Takvam mı arttı?Açlığım mı?

NüHa(çok ileri gittim bugün ben )


7 Ağustos 2010 Cumartesi

Y a ş a m a k ...


Ne Çok Acı Var...


'la başlarsa

bu sayfanın içindekiler sizde kalsın.Çünkü bizler böyle değişik durur,geçmişin teriyle savaşırız.


Uzandığım yerde düşünüyorum.Dünya sevinçlerinin temelinde acı var.

şiir tarafından ihmal edildiğim zamanlarda,kendi halime,yalnızlığıma zalimce bir hayranlık duyuyorum.


O yaz otuz iki yaşında olmanın değil, daha erken bir yaşın,bir 'yaşamak' ın dengesindeyim.



İçinize dönün...


' le biter..


Cahit Zarifoğlu



Daha ne kadarını iktibas yaparım bilmiyorum,onda sığınılacak söz bitimine dek belkide

okuduğum kere seviyorum

okuduğum kere dönüyorum

NüHa

3 Ağustos 2010 Salı

Uyuzluk Yapıyorum...Siper Alın :)



Evet Uyuzluk! yapıyorum neden yapmayayım yahu.

Hatta uyuzluğun tarifinide veriyorum :)



Şimdi bu resimde gördüğünüz burjuva çocuklarının vazgeçilmezi erimiş çikolata ve yanında meyvelerin bulunduğu "Fondü" adlı yiyeceği ağzınızdan sular akarak izlemeyin boşuna :)


Yanınıza üç-beş arkadaşınızı toplayıp

Starbucks denilen zırvaya bir hıh çekerek

"Kahve Dünyası"na gidiverin

bitsin bu çileli bakış :)


Daha sonra muhtemelen bundan isteyecek olan arkadaşınızın tabağına mahzun gözlerle bakıp

"istiyorsan bi tadına bak" denilen cümleciği duymak için sabır ve sükunetle bekleyin ve duyduğunuz anda

koyverin gitsin "ya bende ne zaman dicen diye bekliyordum" diyip :D hücum edin....


Afiyet olsun..
:)))


Bu kadar da değildik canım (desem de...)




1 Ağustos 2010 Pazar

Karlı Bir Gece Vakti Dostu Uyandırmak


Benim adım insanların hizasına yazılmıştır.
Hergün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu.
Keşke yağmuru çağıracak kadar güzel olsaydım
ölüm ve acılar çatsaydı beni
düşüncem yapma çiçekler kadar gösterişli ve parlak
sözlerim ihanete varacak doğrulukta olsaydı.
Anmaya gücüm yetseydi de konuşsaydım
diri-gergin kasları konuşsaydım
'Kardeşler! ' deseydim 'Kardeşlerim! '
'Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan
'Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan
Bakın yaklaşıyor…'
yazık, şairler kadar cesur değilim
çocukların üşüdükleri anlaşılıyor bütün yaşadıklarımdan
gövdem kuduz yarasalarla birazcık yatışıyor.

.............


Benim adım bilinen bütün cevapların üstüne mühürlenmiş
ellerim tütsülenmiş
evlerin yeni yıkanmış serin taşlıklarında
dirgenler, bakraçlar, tornavidalar
bende kül, bende kanat, bende gizem bırakmadılar

.....................

bir yaprak kapatıyorum hayatımın nemli taraflarına
ölümden anlayanı ciddi bir yaprak
unutulacak diyorum, iyice unutulsun
neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı
karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak.



İSMET ÖZEL

(kırpılmıştır)

Sevdim..aldım..kokladım..

Özlemiştim..