28 Eylül 2009 Pazartesi

Aşık Mahsuni Şerif


Türküleri seviyorum temiz ve katıksız geliyor
Popüler kültürün sentetik halinden uzak aşkları,sevgileri,dostlukları anlatıyorlar..
Aşık Mahsuni Şerif'i dinliyorum bu aralar ve bazı aralar :)
"İşte gidiyorum" türküsünü çok seviyorum
Ağlak moddayım zaten son günlerde herşeye akıcak gözyaşım mevcut :)
türkülerde içli olunca bir hoş fon oluyor bana..

Sac Vide Ne Tient Pas Debout !!!



Fon müziğinde Nisa'mın müzik listemin en üstüne çıkardığı Pavane var :)Nisa'm varol hani ben müzik ruhun gıdası sözüne inanmazdım da ...Pavane başka birşey..

Bugün int.den gazeteleri okurken Tubamızın Gazetesi aynı zamanda alemin tek "sosyal-liberal-demokrat" gazetesi :)Taraf'ta Fransızlarla ilgili bir haber gözüme çarptı.Fon müziği pavane olduğundanmıdır nedir :)

Ünlü bir fransız gazetesinin yaptığı araştırmaya göre her üç fransızdan biri kendini potansiyel yazar olarak görüyormuş :)) 18 yaşından itibaren hangi meslek grubu olursa olsun her fransız yazmak istiyormuş.Hatta bu yazma isteği 50-59 yaşlarda %5 oranındaymış..

Bak sen şu Fransızlara :)))

Tubam ve Nisam bence siz soy ağacınızı bi daha araştırın.Ben sizde acayip bir yazarlık potansiyeli görüyorum
Büyük dedeleriniz kürt ve ingiliz değil,Kesinlikle bir Fransız :D

Hatta size bundan sonra Monşer diye hitabediyim :))( Davos'a sevgilerle :D )

Hani bizde birşeyi (bir konuyu-bir olayı) anlamayana Fransız denir. Adamların zoruna mı gitti ne? anlamıyoruz bari anlaşılalım diye almışlar kalemlerine ellerine :)) Hepsinde bir yazma merakı cereyan etmiş,kitap yazmak istiyorlarmış,öykü,şiir,deneme :)
E tabi yazsınlar kıskanmıyoruz da..Haberin sonu başından daha çok şaşırttı beni

Bu kadar yazma heveslisi Fransız toplumu ise okumaya gelince çuvallamış.Her 5 kişiden biri son 12 ayda hiç kitap okumamış :)

Eh tabi ben onların "anlamama problemlerini" böylelikle çözmüş oldum :D
Be mübarek adamlar okumadan yazarsanız tabi kimseyi anlamazsınız yalnızca kendinizi anlarsınız,Şimdi siz o kitapları yazıyorsunuz da okumuyorsunuz öyle mi..
Yazık yazık harcadığınız mürekkebe,kağıda,kitap kapağına yazıkk :))

Hani sizin bir atasözünüz vardı;


"Sac vide ne tient pas debout"
(Boş çuval ayakta durmaz)


Atalarınızın sesine kulak verin.Çuvalı doldurun ki kitaplarınız ayakta kalsın
:)

He ben bunları niye yazıyorum hangi Fransız beni okurki? adamlar zaten okumayı sevmiyor :))

Hani Bizdede bir atasözü vardı ya;

"Kızım sana söylüyorum......" :D

İşte ondan..

NüHa







24 Eylül 2009 Perşembe


BİR PORTE..

Engin sakin berrak bir denize
Uçsuz bir kumsaldan ağır ağır
Nasıl yürürse insan
sokrates öyle yürüdü ölüme.

Tilmizleri (talebeleri) ağlaşırken
O vasiyet ediyordu
--- Asklepyos'a bir horoz borçluyuz
___Unutmayınız.

Ne tuhafsınız dostlar
Güçsüz kadınlar gibi ağlaşmak niye
Yükselmek varken ölümsüzlüğe

İnancına sahip olmak
İnsan olmanın şartı
Kölelikler içinde en onulmaz kölelik
Hayatın ölümcül yanına
Takılıp kalmak değil mi?

İlkin ayaklarında duydu Sokrates
Zehirin soğukluğunu
Ve yavaş yavaş ölüm
Yükseldi göğsüne çenesine

Dudaklarında donan son bir tebessümle
Bir işaret taşı da böylece
Sokrates dikmiş oldu ölüme

Erdem BEYAZIT
......
Erdem Beyazıt bu şiiri bir dostuna ithafen yazmış
bugün bende bu şiiri Erdem Abi anısına okudum
Üstadı rahmetle anıyorum..
Dava adamıydı,şairin silahının kalem olduğunun bilincindeydi
kalemi kullanmaktan çekinmedi
vesselam..

19 Eylül 2009 Cumartesi

Sezai Karakoç 100 yıl Öncesinde Yaşamış Bir büyük Türk Şairidir? :)



Günlerden geçen gün :) babacım sağolsun bizi kırmayıp ufak bi işimizi halletmek için Fatih'e bırakıcaktı.
Her zamanki gibi arabaya bindikten sonra asıl gidilecek yere gitmeden bi kaç yere uğramazsak olmaz(!) :)

Atölye'ye uğradık babam arabadan inince yanına muhakkak anahtarını alır ve o anda arabada hapis kalırsınız
ne cam açılabilir ne radyo :S hep aynı senaryoyu ne zaman bi yere gitsek yaşarız..alıştık bizde ses çıkarmıyoruz artık :)

Neyse ben yanımda duran gazeteleri karıştırmaya başladım sevdiğim bi yazarın köşe yazısını görünce çarşaf boy gazeteyi artık ne şekilde tutmuşsam
dışardan ilginç bi görüntü vermişim demek; Babam arabaya döndüğünde "o gazeteyi ne o kadar açmışsın görende "-bak bak kıza ne kültürlü diyecek" diye beni Ti'ye aldı :D
Ben dururmuyum aşkolsun ben kültürsüzmüyüm diye klasik kadın mantığıylan cevap vermek hissine kapıldım
Tabi bu konuya gülündü ve geçildi...

Aslında bu durumdan o kadar muzdaribim ki bu gazete mevzuu mahalledeki okuma(ma) baskısına ufacık bir örnekti..
Metroyu çok sık kullanırım oturucak bir yer bulduğumda çantamdaki kitabı
çıkarıp-çıkartmamak konusunda beyin fırtınaları başlar bende :)
Mesela kitabı çıkarınca direkt etraftaki insanlar (kapıldıkları duygunun adı nedir bilmiyorum ama) tepeden bir bakış atmaya başlarlar ..
Karşınızda biri oturuyorsa kitabın adını okumaya çalışır,sonra sizi tepeden tırnağa bi güzel süzer.. artık metrodaki elinde tek kitabı olan kendini kültürlü kategorisine sokmaya çalışan bir lümpen hissetmeye başlarsınız kendinizi :D

Allah'ım o ne kötü bir duygudur ki içinizden ah salak kafam bir daha "güzel ülkemin güzel toplu taşıma araçlarında" kitap kapağı açarmıyım demeye başlarsınız!
Üzerinizdeki baskı o kadar büyür ki ineceğiniz durağa kadar ne kitapta yazılanları anlarsınız ne o anlamsız bakışları..

Şimdi bu durumda amanda aman biz çok kültürlüyüz millet ammada cahil nutukları atmak marifet değil ama esas olan bu ülkenin bir gerçeği belkide yarası mı demeyilim "Oku'manın" hiçbir değerinin olmayışıdır.

Okuyanın bu kadar değersiz olduğu okumaya yalnızca boş vakitlerinde zaman ayıran bir milletiz orası tartışılmaz .
Boş vakitlerinizde ne yaparsınız? sorusuna (yalanda olsa) en çok "kitap okurum.."
diyenlerin ülkesi olma şerefi sanırım bize ait..Çünkü başka zamanlarda hep yapılıcak daha önemli işlerimiz vardır.(!)

Geçen gün Rusların çok okuduklarına dair bi programda dinlemiştim.Adamlar yolculuk yaparken olurda kitap biterse diye yanlarında yedek kitap taşıyorlarmış.
Bunu bizimkilere desek benim yüküm bana yeter der oracıkta bi güzel haşlanırsınız :)

Şu kıssa da çok hoşuma gitti:
Yunan biri Rus Başbakanı'na diyorki: -Siz içinizden bir tane Deskartes bile çıkartamadınız
Başkanın verdiği cevapsa çok manidar:-Evet biz Deskartes çıkartmadık ama Deskartes okuyan! milyonlar çıkardık..

Önemli olan da bu değilmi?
Biz de ne yunuslar ne mevlanalar ne alimler çıkartmış bir milletken kaçımız bunları okudu ve anladı.

Selahattin yusuf diyorki:" Bugün çıkıp desenki Sezai Karakoç 100 yıl öncesinde yaşamış bir büyük Türk şairidir? kaç kişi itiraz eder.. "
Kaç kişi itiraz eder bilmiyorum ama kaç kişinin itiraz etmeyeceği belli..
Bu bir kendinden uzaklaşmadır ki bu cümlenin altı doldurmakla bitmez.

ilk emri " İQRA" olan bir dine mensup olucaksın ama bu emrin kenarından köşesinden bile geçmeyeceksin
Ne büyük nasipsizlik Allahım ..

Neslimizi ve bizi okuyup akledenlerden eyle Ya Rabbi..Amin..


NüHa