25 Ocak 2013 Cuma

Bize de Buyrun.



İyi bir ev hanımı olmak demek!... li cümleler kurabilecek kadar iyi güdümlendim
ama yapmayacağım bunu kendime,haddimi biliyorum sevgili blog (hiç değilse "anne eli deymiş sofralar gerçeğini gördükçe")
 :)

Bu aralar misafir karşılamalı böğrekli pastalı vurdulu kırdılı
bir dünyada seyrediyorum.

Mustafa Armağan geliyor bu hafta
Üstad Cemil Meriç'i dinleyeceğiz.
Üstad'a kitap okuyanlar arasında olması dahi heyecan için yeterli sebep.
Biriyle yazdıkları üzerinden ünsiyet kurmak üzerine diyecek çok söz var.
ama ne diyordu meriç
"başları aynı kitaba eğilenlerden daha yakın akraba mı olur"

Sevgiler
saygılar
akrabalar dostlar

NüHa



21 Aralık 2012 Cuma

Meriç.



Yeni evlenen bloggerların bloglarını bu kadar boş bırakmalarını tuhaf ve anlamsız bulurdum ben sevgili okuyucu,
vazgeçtim geri aldım sustum.

İşler bazen istediğimiz gibi gitmeyebiliyor ya hani
işte o zamanlar içimde bir huzur bir güven bir farkındalık uyanmasındaki tezatı çözemediğim çok oldu.
Hayatın bu zıtlığında anlam bulmak insanın öte bir dünyaya aidiyetinin nişanesi midir?kimbilir..

Cemil Meriç.
Henüz bu canhıraş okuma serüveninde soluk soluğa söyleyecek bir sözüm yok ona dair.
Çok yorucu olduğu çok zorlandığım vazgeçmeyi düşündüğüm başaramadığımı hissettiğimi
 anlatıyordur hal-i pürmelalim.

Üst bir dili okurken duyduğunuz yenilmişlik ve geç kalmışlık hissi bir üst dile geçene kadar sürüyor buna alıştım diyemiyorum ama en azından farkedebildim.(!) Nereye kadar dayanacağım konusunda bir tahminim yok,belkide kaçıyorumdur.İnsan durmak ve yeniden başlamak istiyorya, başa sarmak istiyor hani zamanı
öyle birşeylerle meşgulüm bu aralar.

Çok mu karışık oldu bilmiyorum lakin
zihnim gibi olduğu aşikâr.


Not: Orhan Gencebay'ın klasiklerini seslendiren şu albümü yeni yeni dinliyorum
Niye sevdim ki bu kadar anlamadım halbuki arabesk çıkınca eşime radyoyu değiştirten ben değilmiydim :)


NüHa





25 Kasım 2012 Pazar

Şehrin Işıkları Benim Neyim Olur.




Gereksiz bir hızla birlikte an'ın kıymetini yok eden günlerin biteceğine olan inancım gün gittikçe kırılıyor.
Şehirde müslüman olmak demişti Dücane Cündioğlu,'zordur hatta takvalı olmak mümkün değildir.Bu yüzden ahlaklı kalmaya çalışın'
Bugünlerde şehirde müslüman olmak ve şehirlilik üzerine düşünüyorum
yada birtakım zanlarda bulunuyorum diyebilirim.

Hayatlarımızın estetiğini ve
 biricikliğini yok etmişiz kendi ellerimizle.Dinlediklerimiz duyduklarımız düzeyinde,
baktıklarımızsa gödüklerimiz.
Onlar onlar onlar..
Bir başkasından ödünç aldığımız sözlerimiz ve yaşamak'larımız sürüleştirmiş
 bizi,
ailelerimizi
 çocuklarımızı
geçlerimizi.
Bizi bizde münhasır kılacak tek bir cümle etmeye mecalimiz kalmamış gibi ciddiyetsiziz.

Şehirlilik dedimse toparlanın gidelim demeyeceğim
nasıl ki durdurun dünyayı diyemiyorsam.
Bilakis kalmak istediğimi ve kalmam gerektiğini söylemek istiyordum nicedir.
Buradan bu evlerden,bu devasa yapılardan, bu inciten betonlardan yani ki şehir olmayı gerektiren hiçbir unsurdan
kaçamayacağımız gerçeğiyle yüzleşemedik henüz.Bir başka dünyanın hayaliyle yaşıyoruz oysa burası bizim başladığımız yer ve buradan devam etmeliyiz.Şehrin ışıklarının gözümüzü en çok aldığı yerden en karanlık sokaklarına kadar varlığımızı itiraf etme vakti gelmedimi.
 Allah burada da bizim tek sahibimiz ve din asıl burada işimize yaramalı değilmiydi.
Şeriati demiyormuydu ki "bu dünyada işimize yaramayan din vallahi öbür dünyada hiçbir işimize yaramayacak"

"Evlatlarınızı yaşadığınız çağa yetiştirin diyen Hz.Ali değilmiydi.
Biz bu şehrin ışıklarının çocuklarıydık oysa gözlerimizi neden kaçırıyoruz şimdi.
Nereye kaçmak istiyor bu "şehri yakmalı"diyenler.

Hamaset dolu sözler etmekten sığınırım Rabbime,
yakındığım hiçbirşeyin suçlusunu aramıyorum
aramak derdine düşmedim.
Derdim bir "ben" taşıyan ruhuma hakikatine dön demekten ziyadesi değil, olmamalı.
Başka bir dünya yok diyorum
eğer bir ses yükselecekse
 buradan yükselmeli.
Biz şehirde kalalım
Gazze İstanbul'dan daha çok şehir olsun
filistin daha çok ülke.
Başa dönelim ve dinin ne işimize yaradığını düşünelim
Yoksa bu'köyümüze dönelim'den
Gazzeye varamayacağız
Şam bizim olmayacak
Bağdat yakınımıza düşmeyecek
..

NüHa



Fotoğraf;eski kafa(bknz;vikipedia)


31 Ekim 2012 Çarşamba

Uzun Hikaye'dir.



Kalemle yazmayı öğretene hamd ile.

Ne yazık ki Şeriati kadar yazmamak üzerine içten cümlelerim yok
ama özledim kelimesinin samimiyetine sığınarak söylüyorum ki
insan özlüyor devrik bile olsa iki cümleyi ard arda getirmeyi.

Haksızlık etmemek adına evlilik gibi "uzun bir hikayeye" henüz girizgah yapmış olduğum hatrıma geldi.
ne çok cümle biriktirmiştim oysa bunları bir kenara not etmiyor oluşum  gerçekten yazmadığım
manasına mı geliyordur ? kimbilir "bir artı birin iki bile etmedeği" felsefenin bu soruya vereceği cevap malumum değil
ne yazık :)

Bir koşu gidemeyenler için;"Uzun hikaye" tüm bu çok bilinmeyenli dünyada 'hayat bizim neyimiz olur'u gösterdi sanki
Mustafa Kutlu'nun o yalın hikayelerinden birini izliyor olmak insana tuhaf bir tad veriyor.
Bir başkasının hikayesine böylesine yalın bir dille dokunmak ancak Kutlu'nun kalemine yakışıyor
bunu bilenler bilir lakin
osman sınavın kamerasından gözükenlerde es geçilecek gibi değildi
..

Tekrar selam
tekrar dua ile

NüHa



7 Eylül 2012 Cuma

Yol'dan..



Bir yolun bittiği yerde diğeri başlıyor gerçeğini hayat çoktan öğretmiş olsada
tecrübe ettiğimiz her anın tekliği bize Rabbin Ehad oluşu gibi hakikatli.
Hani ömür dedikleri yürüdüğün yollardan ibaret deseler üstüne söz etmezdik
ama birde
seçtiğimiz her yolun kaderimiz olduğunu öğrendik
Bilmek yetmiyordu tek başına kaderi okumanın ağır sorumluluğunu yüklenmeliydi
...
insan yalnızken yoruluyor
yükünü emanet edeceği emn bir yol arkadaşı olsun istiyor
...
Şimdi yola çıkma vakti demeyeceğim
 uzun oldu yola çıkalı
Şimdi düşmekten ve yorulmaktan daha az korkmalı
daha çok inanmalı yolun güzelliğine
daha çok yürümeli
...

NüHa


"Rabbimiz, ikimizi sana teslim olmuş (müslümanlar) kıl ve soyumuzdan da sana teslim olmuş (müslüman) bir ümmet (kıl) . Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin."(bakara 128)


Not: Buhurumavi bu yolun neresinde bilemiyorum lakin bildiğim birşey varki burayı şahit tutmamak ve paylaşmamak olmazdı.Duanızı eksik etmeyin sevgili blogcular :)

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Gölgeler


..

Yüzüne çarpan yalnızlığın değil acziyetindir bayan
Sen ağlamaktan değil, içinde boğulduğun hasedinle öleceksin
oysa ben hasmın olmayacağım hiçbir vakit
duacın olacağım..
hınçla bakan gözlerin için yardım dileceğim,
yoksa öleceksin.
Gururdan bir anıt olacak yüreğin,
kimsenin önünde el açmadığı mezar taşları gibi
sessiz bir ibretle geçip gideceğim.
NüHa





24 Ağustos 2012 Cuma

Mim'dir.




Blogumun sevdiğim naif ve şahsına münhasır takipçilerinden 'neşvünema' beni mimlemişti geçenlerde,ancak fırsat bulabildim mimi yanıtlamaya.Kendisinin kalemi derin ve bir o kadarda sade olduğu için yazılarını okumakta güçlük çekmiyorum bu vesileyle de söylemiş olayım :).Rabbim kalemine ve yüreğine güç versin dedikten sonra mime geçebilirim.


Çaresi bulunmayan bir hastalığa yakalandınız ve bunun sonucunda yaklaşık 1 yıllık ömrünüzün kaldığını öğrendiniz. Kalan 1 yılınızda ne yapardınız ?

Bu tip sorulara sekinetle cevap veremiyorum,hiç öyle büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öpecek durumda olmazdım sanırım..Bu benim hayatım için büyük bir kriz ve kaos olurdu.Samimi olmak gerekirse kestiremiyorum bu sorunun cevabını. 

Fobileriniz , takıntılarınız var mı ? Varsa neler ?

Hiç yok :)(!)

Bir sabah kalktınız ve dünyada hiç bir insan olmadığını öğrendiniz, ne yapardınız ?

Oh ne güzel..kafamı dinlerdim.Nasıl olsa çıkıp gelirler, onlar yokken gitmek istediğim her yere giderdim.

Dünyayı dolaşmak isteseniz hangi ülkeden başlardınız ? Neden ?
Güzel bir soru,insan özünü merak ediyor..Önce Arap yarımadası sonrasında Ortadoğu'dan Endülüs'e (ispanya) ya uzanan bir yol haritam olurdu.
İtiraf edin prens/prenses e dönüşür diye kaç kurbağa öptünüz ?
bu sorudaki ironiyi anlamadım :) ! hayırlısı..

En son yaşadığınız küçük düşürücü , unutamadığınız olay ?
Hergün gazete okurken küçük düştüğümü hissediyorum.
Unutmuyorum mesela "meleğin" nasıl öldü(rül)ğünü, arakanın nasıl zulümle inlediğini ve nicesini..  nefsim unutturacak binlerce şey sunsada vicdanımda kirlenmeyen biryerlerin varlığını hissediyorum.

Asla yanınızdan ayırmadığınız 3 şey ?

Bu cevap "telefon cüzdan anahtar" üçlüsünden oluşur genelde lakin özelde, zaman zaman unutulsa da ayırmak istemediğim üç şey  mendil,su ve kitaptır.

Hayatınızın bir kitap/ film olmasını isteseydiniz hangi kitap/film olmasını isterdiniz ?

İstemezdim.Her insanın biricikliğine inanmış bir kimse olarak yine her insanın hikayesininde biricik olduğunu inanırım.Hiçbir kitap ve film benim hayatım olamadığı gibi kimsenin hayatıda olamaz.Bu arada bir kimsenin hayatını anlatan filmleri hep eksik bulurum,kitaplar müstesna.

En yakın arkadaşınızın bir uzaylı olduğunu ve sizi ilk denek olarak kendi gezegenine götüreceğini öğrendiniz, ne yapardınız ?

Bu mim i hazırlayan arkadaş fazla hayal dünyasında yaşıyor sanırım.
Tebliğ için ilginç bir mekan :) olabilir derim.

İsviçreli bilim adamları görünmezlik hapını buldu ve siz bu hapı kullanan ilk kişisiniz. Hapı kullandıktan sonra yapıcağınız ilk şey nedir?

İşte bu çok travmatik bir durum olurdu.Herkesi tanıdığım gibi bilmek isterim.Sui zan yapmak istemem ama muhtemelen gittiğim çoğu kişiden hüsranla döner dünyanın en güvensiz insanı olup çıkardım.(kimsenin ben yokkenki halinden emn olamıyorum.Kimse bana emn diyarı olamamış) :(
Bilim adamları insalık adına daha faydalı şeylerle uğraşmalı :)!



Adettendir bende;
Ünsüzdüşünür ve seyhan'ı mimliyorum.