10 Mayıs 2011 Salı

Dücane'ye Dair..




"Onun kulluğu aramaktır"(A.Tantik)





Böyle diyordu Abdülaziz Hoca Cündioğlu için..Malum olan Dücane gerçeğini güvenilir bir dil olarak ikrar ediyordu.. Okurlarının onun hakkında söyleyebileceği kaç cümle vardır ki içinde aşk,hakikat ve yol geçmemiş olsun.. tümü aramakla bulunan yada aramak için gerekli olanlardır..

Dücane’ye dair yaptığımız okumaların nihayetinde ”çözümlemeye muvafık olduk” demenin hakkı olmadığını bilen bir kimse olarak, o’nun düşünce dünyasının salt bir okuyuş ile kavranılamayacağı gerçeğinin altını çizerek tavsiye edebilirim ancak okumaya niyetli olanlara.. Fakat çözümlemenin de mümkün olduğunu ve sonrasında açılacak o büyük ufku da müjdelerim.. Okumak şöyle dursun Dücane kim? diyecek olanlara ise tek bir sözüm olur ; O’nu tanımasanızda cennete gidersiniz hemde daha kestirmeden Allah’ın izniyle :)

Onu çözmek derdinde olmak “çözdüm” dediğiniz her defasında yaklaştığınız yerden size vuracağı gerçeğini acı acı öğrenmektir.. Bu manada sürekli çözümleyen ve işaret eden bir zihnin karşısında “çözmek” kelimesi eğreti duracaktır. Okumaların başında “çözmek -çözümlemek ” ayrımını yapmış ve yolumuzu bu minval üzere çizdikten sonra işimizin kolaylaştığına şahit olmuştuk..

Dücane’nin büyük rahatsızlık duyup şikayet ettiği (ki o daha beter ifadeler kullanıyor ama ben edebe muğayir diye yazamıyorum ) kendine hayranlık boyutunu aşamayıp onca haykıran düşünce dünyasının tellerine dokunmayı dert edinmek bir kenara görmezden gelen, işin söz boyutunda takılı kalmış ve hayatta başucu yapılmayacak kitaplarını başucu yapabilecek derin(!) kimselerden -ki bunlar bilhassa hemcinslerimiz- olmamak ve gerçek manada bir okuma yapmak gayretindeydik ilk günden beri hamdolsun..

Okumanın,tecrübe ve düşünce ile birleşince ancak insanda sindirilmiş bir bakış açısı halini alabilir olduğuna bu okumalar esnasında çok kez şahit olduk ve ‘Düşünce düşlen’meli dedik.. Bir düşüncenin düşünü kurmanın lezzetinde bilmenin haz dünyamızın nasılda bir parçası olduğunu belki iyi belki kötü anladık ve kabullendik..

Dücane’ye dair okunanlar bir tarafa payımıza en çok had bilmek kaldı desem, abartmanın ve mütevaziliğin,bu sözü söylemekte hiçbir payı olmadığını da açık yüreklilikle itiraf edebilirim..

Bu kadarı bile kâfi idi ki diğer nasibimize düşenler değeri biçilmez bir lütuf oldu..

Çizdiği dairelerin arasında dolanmak ve dairemizde onu bir halka kılmak şuur halinde delilik istemekti…yaşatana Hamdolsun..



Son olarak; Dücane desin ki…

“Oysa eve dönmedikten sonra yola çıkmanın ne anlamı var?”


Yola çıkmak için yoldan çıkanlara selam ile..



NüHa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sözün Gücüne inanmayan neden kelime-i şehadet getirir ki?..