19 Ocak 2011 Çarşamba

"Sen Hiç Kabe'nin İçine Baktın mı?"


Bugüne kadar putperestlik üzerinden kolayca ahkam kesebilen bizler, genelgeçer kabul ettiğimiz putperestliğin "ucuz bir aldanış" olduğu üzerine ne kadar düşünerek konuştuk ve öyle inandık?..Üstelik cahiliyye diye adlandırdığımız dönemdeki insan yığınlarını tırnak içinde "aptal" sanma önkabulüyle birlikte düşünürken ne kadar isabetliyiz?..


Puta tapanların tümüne burun kıvırıp "Taşlara tapan zavallılar güruhu" istihzası ile bakarken aslında sığ bir olay algısı içinde körleşmiş ve daha da acısı kendi durduğumuz yeri okuyamıyor ve dolayısıyla putperestliği sırf bu yüzden hafife alıyor ve kendimizi ondan müstağni görüyor olamazmıyız..

Özetle; biz puta tapmayan çok zekiler(!) 1400 küsur yıl öncesi hakkında haricten gazel okurken "putperetliğin" cahiliyye ye ait bir inanış olduğunu, müntesiplerinin ise bugün kalmadığını iddia ederken ne kadar eminiz ?

"putperestlik inkarın değil bir inanmanın zaafıdır" cümlesiyle irkilen herkes eminim putperest algısını tekrar gözden geçirmek zorunda kalacaktır..

Birkaç gündür sırf bu konu ve cümle üzere takılmış kalmış gibiyim..Cahiliyyenin taşa tapacak kadar aptal insanlardan oluşmadığını görmem için üstteki alıntıladığım cümleyle ünsiyet kurmam gerekiyormuş...Belli ki bende putperestliği heykellere tapıcılık olarak indirgemiş ,hafife almış ve altında yatan ideolojik,siyasi,ekonomik sebepleri hiçe saymışım..Sistemin mazlum ve mağdur insanlara putperestliği dayattığını putperestliğin bir diğer adının sisteme tapıcılık oluşunu ve dolayısıyla Ebu Cehl karakterlerinin statüko çabalarının bir danışıklı dövüşün ürünü olabildiğini gözden kaçırarak aslında çok şeyi gözden kaçırmışım..


"Unutmaki putperestler putlarını Kabe'nin içinde saklıyorlardı
Ey Talib sen hiç Kabe'nin içine baktın mı?"*


NüHa
Ebu Cehl ve putların yerini kim dolduruyor!..

dedi..


* D.Cündioğlu


5 yorum:

  1. Yürekler işgal altında.. Yüreklerde yağlı paçavralar, yüreklerde paslı kelepçeler.. Kabe yine mahsun..

    Neyse ki, "tahribata uğramış bir yer varsa, başlanacak bir yer var demektir.." denir.. Azık kıt, yol uzun.. Yürüyenler varacaktır..

    YanıtlaSil
  2. Yürümek için yola çıkmak, yola çıkmak için aramak gerek.
    Bizler aramayı unuttuğumuzdan beri yola düşmedik yolda düştük..

    Kalkmak ve İbrahim'in eline baltayı verebilmek duası ile..

    YanıtlaSil
  3. ümmü ubeyde23 Ocak, 2011 20:07

    :)) hımmm güzel bir yazı olmuş hatta çok güzel olmuşş...putperestlik üzerine rezil olduğum derslerin özeti mahiyetinde :)
    şimdiye kadar ki siyer okumalarımız ( okumadığımız mı desem yada ) ve 7. yüzyıl mekkesine dair bildiklerimiz yunan mistizminin totemlerinden farksız.dokunamadığımız kutsal argumanlar ve insanlar... sövdüğümüz putperest ve münafık prototiplerinin tüm yansımaları içimize nufüz etmiş kendimizi aklayan kof çabaların ne kadar boş bir ideal ülkü olduğu ortada...ebu cehil insanların en zekisi idi biz bunu atlamışız ona cahil derken kendi bilgiç ve ukala tavrımızı es geçmişiz.bindörtyüz yıl sonra bunu anlamak intihar vesilesi :)
    basiretimiz genleşe inşaAllah :)

    YanıtlaSil
  4. Amin..

    En büyük yanlışı eleştirirken kendimizi aklanmış mertebesinde saymaktan yapıyoruz galiba..Bu yüzden bunca acımasızlığımız ve gafletimiz.

    Senin basiretine diyecek yok artık Ümmü'm :)
    rabbim korusun..

    YanıtlaSil
  5. ümmü ubeyde28 Ocak, 2011 13:05

    evet büşra en büyük yanlış gerçekten de dediğin şey ; eleştirirken eleştirdiklerimizden beter olmamız ama kendimizi imanın doruklarında sanmamız off...
    ne basiret ama kuzum peh ki peh..

    YanıtlaSil

Sözün Gücüne inanmayan neden kelime-i şehadet getirir ki?..