24 Şubat 2010 Çarşamba

Seven kalpler hassastır..*





Günler öncesinden haberleşmiş halamı Umre'ye yolcu etmek için sabah namazında kalkmayı planlamış başka türlü yetişemeyeceğimiz konusunda anlaşmıştık (!) :)


Bu sabah işte o kararlaştırılan sabahtı..

Ama ne sabah..


Halamın uçak saati değişip erkene alınınca, bunu haber vermek için gecenin 5'inde babamı arayan halam babam tarafından "uyandırmak için arıyor ama ben uyandım açmıyım" hassasiyetiyle(!) telefonu açmaz :))


Çaresiz bizim telefonlarımızda kapalı olunca diğer amcamı arar

Amcam "Bu saatte kimseyi rahatsız etmiyim ben 1 saat önceden ararım" inceliğini(!) gösterince ......



Botlarımı ve başörtümü asansörde bağladığımı hatırlıyorum tek gözüm kapalı :)))

Her yer karanlık ve biz bir grup insan arabadan inip metroya koşuyoruz

Metro gelmek üzere ama herkesin atladığı bir ayrıntı var "kimse halamı aramıyor :)))))"


Annem "arayın ablam çoktan uçağa binmiştir"

babam, amcama "niye daha erken haber vermiyorsun"

Amcam (sabahın körü bile olmadan aç kalmıyım korkusuyla simit elinde ) "ne farkeder biz yine bu saatte kalkmıyacakmıydık"!!?


ve babam halamı arar ..

halam çoktan uçağa binmiş birazdan havalanıcaktır

:)))))


Buradan sonra benim uykumun açıldığı gülme krizine ramak kaldığım anlar..


Bütün bu telefon alışverişinin evden çıkılmadan yapılması gerekirken metroya indiğimizde yapılması yalnızca bizimkilere has olabilirdi oldu da :)

Hassas düşünceli zarif insanlar babam ve amcam: "olsun bizde karşılamaya gideriz o daha makbul " sözleriyle annemlerin dilinden kurtulucak bir yer aradıysada pek işe yaramadı :)))


Eğer bir grup insanın sabahın köründe metro istikametinde koşturduğunu sonra bağrış gürültü telefonda konuşup aynı hızla metrodan çıktıklarını görürseniz bilin ki halam dönmüş ve evinde huzur içinde kardeşlerini bekliyordur :))))


Sabah;

Bu gördüğümüz kötü bir rüyaydı

biz hiç uyanmadık dimi anne..

:)?


NüHa



* ilkokul yıllarımda müdavimi olduğum "yılan hikayesi" dizisindeki Cem'in meşhur sözü.. :)
fotoğraf:made in Nüha (haykırgil aşireti ) :)

23 Şubat 2010 Salı

Kısaca..


Mutfakta sesli kitap okuyan (böyle zihnine daha çok giriyor yada o öyle sanıyor) kardeşimin ben girdiğim esnada okuduğu sözü duyunca gidip onu öpüp kokladım ,sevdim, bağrıma bastım.. şok geçirmiş gibi gözlerini yüzüme dikip :) niye böyle garip şeyler yaptığımı anlamaya çalışırken sözü bir kez de ben tekrarladım ;



"Laisizm Besmelesizliktir!!"


22 Şubat 2010 Pazartesi

"Benim Marlon ve Brandom"

Not:Bu aralar fazlalığa uzak olmak isteyişimle bir soğuk endam arz ediyorsam da affola..Bazen olur..

Siret'i Meryem konusunda da bahsettiğim yalınlık arayışım bitmek tükenmek bilmeyince filmlerdeki yalınlıkları ve yakınlıkları keşfe çıktım.Ne hikmettir bilinmez..


Gitmek"benim marlon ve brandom"

Birçok batılının uzak kaldığı hayatların resimleri
Bir aşığın bitip tükenmek bilmeyen sevgiliye gitmek telaşı..

Film gerçek bir hayat hikayesi,
başrol oyuncusu Ayça kendisini oynuyor(!) (bu nasıl bir tabirse)
Mülteciler, yolcular, anneler, çocuklar,
...herşey olduğu gibi oyuncu yok


hem dedimya fazlalığa yer de yok :)


Bir Sanat filmi

alışılmışın dışında olduğundan herkese tavsiye edilmez,en azından ben etmiyim sonra başıma üşüşüp "senin yüzündeeen" :) çığırmalarının mesulü olmak istemem.


...

"... çekmecemdeki son sigaram, beni sarmalayan o koca kadife yeşil ceketsin. Bir kuş misali uçarak gitmek istediğim adamsın. İran'sın. Suriye'sin. Habur'da nöbet tutan askercik, Mezopotamya'daki en vahşi kıpkırmızı gelincik ... Üzerine yattığım uçsuz bucaksız boz bir vadisin ... Marlon ve Brando'msun ... "

Yorumsuz Dünya..




bir öğle sonrası, kahve altı yaşamak biriktiriyorum avuçlarımda
acının tarifi değişirken insandan insana
en ağırı benimki sananların saf'ındayım..
Oysa Acıların tazeliği kadar
yolun başındayım..

NüHa
Fotoğraf:Dorothea Lange(Göçmen Anne)

20 Şubat 2010 Cumartesi

Sözden Önce..






Vardır ya hani bazıları

gururları demir çitlerle örülü

nerde bir zaaf kokusu duysalar çekilirler çitlerin ardına

İmtina etmezler eleştirilmeyi reddettikleri kadar eleştirmekten

Bundandır tüm yalnızlıkları

görünürse zayıf'tır o ..



Mesela Sezai karakoç'u gördünüz mü hiç bir meydanda?

yada bir şairin yanında

İsmet Özel'i de kapısından kovan odur

Zarifoğlunu'da..

Oysa Diriliş adına dizmemişmidir onca kitabı

Diriliş; bir kardeşin tutunulan omzu

ama hayır

O'nun yalnızlığı vardır gururunu okşayıp sarıldığı

....

Mevlana'nın gürvercinleri misali

ayaklarından bağlıdır bu ülkede tüm yazarların kaderi

Yalnız uçmayı denediğinizde

ya kanatanlardan olursunuz

ya kanayan..

NüHa


18 Şubat 2010 Perşembe

Devrim



Bir gülün açılması devrimdir
Bildiğin anladığın bir devrim
Kimbilir nereye varmışlığımız
Bir av sonu ağırlayan gözlerim
Seni anmak öyle kolay değildir
Denizler: biraz çocuk kalmışlığımız



Bir gülün açılması devrimdir
Bildiğin anladığın bir devrim
Gecede bir bozkır kalmışlığımız
Bakışları ağırlayan seslerim
Sana bakmamak öyle kolay değildir
Simgeler: en çocuk yanlışlığımız


Hilmi YAVUZ
Hilmi Yavuz..sevilir..

16 Şubat 2010 Salı

Kurur dudakları bazen de sözlerin..




Bu aralar diye başlayan kaç cümle kurdumsa "bu aralar'ı" özetlemeye yetmediği gibi bu aralar'da öyle özetleneceğe benzemiyor ...

çizgini seçmek,


üzerinde yürümek,


dengede durmak..

Birde "bu yaşlar" var tabii :)

Bu yaşların gerektirdiği o çekilmesi bin düş gördürten sancıyı iliklerime kadar hissetmiyorsam yokolayım dedirten cümleler.. Kimi zaman sancıdan kıvranırken buluyorsun kendini bir gece yarısı "bir avuç olan tevhid binası sakinlerin'i" hayal ederken...



"Öyle vurdulu kırdılı filmleri sevmem" diyen annenin yanında içinin vurdulu kırdılı fon müziğiyle bakıyorsun hayata.. Fiil diyorsun fail diyorsun ben diyorsun ? hiçbirşeyi yerli yerine oturtamıyorsun..

Annen kanal değiştiriyor.. senin frekansların kayıyor..

Sonrası bir dünya karınca

...

Bazende böyle uzak kalıyorsun en yakınına
Yazmaya susuyorsun
belki de yazmaya suS'uyorsun..


NüHa

15 Şubat 2010 Pazartesi

Kimi Zaman..



Gecelerin köreldiğini hissedince yani kelimeler'im tükenince yani ben kör kesilince yani gece düşünce omuzlarımdan..

Bir solukluk nefes kalır içimde

çoğaldıkça azalan


NüHa






*Resim:Eşref Armağan(görme engelli ressam)

13 Şubat 2010 Cumartesi

BİR TARİH YORUMU





Başkaları karar veriyor senin yerine


seni bildiğini tanıdığını sananlar


seni değil sadece kendilerini savunanlar


ama ne su içmişler seninle, ne yola gitmişler,





o, diyorlar, şunu yapar bunu yapmaz


o, diyorlar şunu sever bunu sevmez


o, diyorlar, kışın hiç güneye gitmez


sıcak bölgelere göçmen kuşlar gibi;





senin ceviz ve çınara hasret göçmenliğini,


senin eller yakan hasretini anlayamayanlar.




Özdemir İnce






Tablo:Norman rockwel-barber



Olur bazen..
İnsanların arasında yaşadığını hissetmen için gereklidir
her insanın göçü kendi içinedir..


NüHa

11 Şubat 2010 Perşembe

........



İnna lillahi ve inna ileyhi raciun..

"Doğrusu biz Allah'a aidiz ve muhakkak O'na döneceğiz!"

9 Şubat 2010 Salı

Bu yüzden mi yarım kaldı?





"barışa suçüstü yakalandık!"



Sırrı Süreyya Önder

(Kürt açılımı hakkında 'kafa dengi')



8 Şubat 2010 Pazartesi

İnsanlar gider..


insanlar gider şarkıları kalır

şarkılar var uzun yüzyıllar dolanır

şarkılar var kısa söylendiği yerde kalır

şarkılar var benim şarkılarım

söyletmezler içimde kalır.


Aziz NESİN


Aziz Nesin şiirlerini sevmem
birkaçı hariç..
Üzülürüm Aziz Nesin için babasının belkide gelenekçi islamcıların tümünün kurbanıdır o..

5 Şubat 2010 Cuma

Meryem Hırkasız..Meryem Taraksız...



İçimin üşüdüğü zamanlarda ya bir dost sohbeti, ya bir dua ,ya da bir kitap yakınlığında bulurum kendimi...


Böyle zamanlara sakladığım, vakti gelmeyen kitaplar vardır henüz..
Okumaya takatımın yetmediği o fikir kitaplarını bir kenara itip, uzun zamandır "vakti gelmedi" diye beklettiğim Siret'i Meryem'e uzandı elim geçen gece..


Sentetik dünyalı insanın içinde boğulduğu hayatları okumaktandan da dinlemekten de yorulmuş, mahza bir yakınlık arayışım insanlığı en çok kendini yoran ben'e bir kapı araladı Cennet Kadınlarının Efendisiyle..


"Meryem..

Allah'ın Kelimesi için seçtği mekandır o
imkandır
mümkündür

....

Meryem kelimeye hamile lakırdıya oruçlu

...

İnsan

Kadın insan

Meryem taraksız

Meryem hırkasız

...

Trajedi yok

Trajik olan Allahsızlığımız.."


NüHa

3 Şubat 2010 Çarşamba

Kırık Kalpler Durağında İnecek Var..

Ateş saçlı kadın yine yolladı rüzgar sesli şarkılarını bu taraflara

...

Candan Erçetin'in sesini çok severim kimlikli ve özgün herşeyi olduğu gibi,
Erçetinde şahsına münhasırdır hani..


Bu albümünü nedense üstüme alınasım var sarıp sarmalandım şarkılarıyla
Candan Erçetin'i uzun upuzun yollara çıkınca dinlemek gelir içimden
Bir uzağın varlığını hissederim sesinde, hep uzağa düştüğüm "Bir uzak.."

(Hemşehrim oluşundandır belki :) uzaklardan kalkıp gelenlerdendir oda.)


Diyor ki;
.....

"...Kimine yakın dostu ihanet etmiş kimi hayatın sillesini yemiş.."

....

"Güllerede aşkolsun yine sen kokacaksan
Fallarada aşkolsun yine sen çıkacaksan.."

....
"İnsanız bir anlam ararız yaşamak için
Ait oluruz sahip oluruz yada olamayız.."

....

"Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumdamı bahar gelir
ayrıca bunun seninle ne ilgisi var.."
....
"Ah bu gözler neler gördü
Ne zenginler gördü gerçekten fakir
Ne büyük adamlar aşağılık yerle bir"
....
Candan Erçetin "kırık kalpler Durağı"




NüHa (kırılan..)

The Mask !!!




Ümmü Übeydem'le bir konuşma esnasında o günki Fatma K. Barborosoğlu'nun yazısını okumamı istedi..Biraz beklettikten sonra Barborosoğlu'nun beni şaşırtmayacak (çünkü o bunu hep yapıyor ) kadar 12'den vuran yazısını okumuş bulundum..


"Maskelerin tesettürü olmaz çünkü.." diye başlıyordu.. Maske taşıyıcılarına yazmıştı yine.
Yazara ait bir hikaye bir hesaplaşma gibi görünsede maskelilerin bir değil bin olduğu şu dünyada ne kadarda bize dairdi yazılanlar..



Belli ki bir alıp veremediği vardı Barborosoğlu'nun maske(li)lerle
daha öncede bir kitabında okumuştum
"Bilirsiniz,en iyi maskeyi yüzünde ifade olmayanlar taşır" diyordu..


Dilime dolanır bazen o sözler ne zaman bir maskeliyi hatırlasam ne zaman bir maskenin varlığını hissetsem..

Balçiçek Pamir'de bu yazıya değinmişti dün kendi köşesinde.
Galiba 'biz'i bu kadar anlatan bir hikaye olunca hepimiz "evet, evet" diye başlayan cümleler kurup içimize dokunduk..

Teşekkürler Fatma abla

...

NüHa


Bu link'den okuyabilirsiniz


1 Şubat 2010 Pazartesi

Hoşgeldim Ben ..


Blogumu özlediiiiiim...


Yoktum.. yokluğumu farketmiştir 70 milyon izleyicim :))
Benim ttnt'le aramda geçen bir husumetten ötürü internetimizi aldılar :( (ancak bu cezayı verebilirlerdi zaten )
Neyse onları Allah'a havale ediyorum
:(
Bu aralar doluydum hem maddi hem manevi :) bu süre iyi geldi.. birde tatil üstüne gelince;
Geceleri bol bol demlendim
yarım bırakıp diğerine atlanan kitaplar başlandı
vakit geçiremediklerimle vakit geçirdim
sıkıldım içim doldu,güldüm,gezdim
Dost'uma doya doya yazdım yazdım yazdım...
Kulağımız tel'e yapışacaktı ki :) çok şükür netimiz açıldı.
Velhasıl-ı kelam arada ttnt'i arasam mı diyorum
:))
Mülkün Malikine emanetiz
NüHa