12 Eylül 2010 Pazar

Mericin Azgın Suyu Aramıza Girdi de..

Yan Tiersan eşliğinde yeni sağılmış bol inek sütlü kahvemi yudum yudum hüpletiyorken :)))Günlerin hızına şaşkınlıkla yazıyorum..


Bayram vesilesi ile kaçtığımız iki üç günde fırsat bulursak köyde yaşayan eşi dostu ziyaret ediyoruz...Birçok şeyin(herşeyin diyemiyorum) doğal kaldığı yolların hala patika halinde olduğu, en yüksek sesi ağırdaki ineğin çıkardığı, şiveleri bozulmamış pembe yanaklı çocukları görmek lütfuna erişmemize şükrediyorum..

Şehrin yoğun ve gürültülü havasından bir nebze de olsa sıyrılmak bile ruhumuzu uçtu uçacak kadar hafifletmeye yetiyor.


Ucu bucağı olmayan ovalarda ufka bakmak kadar duru bir içhuzuru kaç yerde bulabiliyoruz ki şehirde..

Doğa müthiş bir aheng ile ilerliyor ve her varlık görevini eksiksiz bir düzende sürdürüyor...Köpekler sürüyü bekliyor,inekler süt vermekten hiç imtina etmiyor :) tarlaya ekilen çeltik yine ürün vermiş hasat zamanını bekliyor, güneş yine herbirini sarartmış,sular akmaktan hiç usanmıyor....


Bu müthiş fabrika nasıl işliyor...


Köyün bu insanı da kendi gibi katıksızlaştıran ve tazeleyen yanını öyle seviyorum ki.Hayallere dalıyorum birbiri ardında dizili köylerden geçerken

Şu odun kıran teyze diyorum bir gününü nasıl geçiriyordur..

Şu çamaşır toplayan genç kadın aceba hangi hayaller ile gelin gelmiştir bu köye..

Bu çocuklar 'büyüyünce' ne olmak istiyor..

Herbirinin hikayesini dinler gibi izliyorum onları..Ama en büyük hayali yine kendi üzerimden kuruyorum.. Ya ben burada yaşasaydım ne yapardım?

hangi evde oturur hangi hayali kurar hangi yemeği sever hangi okula gider ne ile uğraşırdım..?

Şehir hayatına alışmış biri için imkanlar çok kısıtlı buralarda en büyük eksisi ve en mühim olanı bu sanırım.Bu yüzden yılda binlerce insan göçediyor büyük şehirlere,şehirler artık balık istifi yolcu otobüslerinden vahim..İnşallah imkanları en az büyük şehirler kadar geniş kasabalarımız olsun,olsun ki oradaki çocukların hayalleri de büyütülsün..



Hayalende olsa yapamazdım galiba deyip geçsemde,biliyorum ki Rabbimin dengesi nasıl tecelli edecekse o doğrultuda yaşayacaktım..Mühim olan işin serencamı ise; su bile olsa insan zemzem olmaya aday olmalı değilmiydi...

....


Notum ( : Bugün bu kadar sakin bir yazı nasıl yazabildim ben bile hayretler içerisindeyim :)Bugün malumumuz büyük gün diye tabir edebileceğimiz gündemi yoğun bir gün ama nede olsa herkes birşeyler yazacak biraz sükut edelim.

Bugünü de hayra bırakalım :)

Basket takımımıza muvaffak olacağı bir maç dileyelim ki evlatlar kazansın..

Referandumunda oturup nihayetini bekleyelim sonu hayrolsun..


NüHa

(kahve buz gibi olmuş yine.. (: )


Fotoğraflar:Karpuzlu köyü (Yunanistan Hududu,Meriç nehri civarı)/ipsala-Edirne

3 yorum:

  1. büşram seni uzun zamandır tanımama karşın blogunu yeni keşfetmenin üzüntüsü(kaçırdıklarıma yandığım için:))içerisindeyken yorumlarımı yazılarından birkaç ay sonra yapmamı anlayışla karşılıyosundur inş.:)mütavaziliğin sayesinde arkadaşından gizlediğin ve bir akşam sohbeti sırasında ortaya çıkan bu blogtaki her yazına ayrı ayrı yorum yapmak isteğindeyim.insanlara bakarak bu denli düşüncelere dalan çok insan yoktur bence.herşeyin boşvermişliğinde yaşamaya alışmış toplumda bende zaman zaman senin gibi düşünenlerdenim çok şükür.blog sayesinde seninle ilgili keşifler yapmanın güzelliği ile seni önce Allaha sonra yazılarını yazmak üzere o güzel düşüncelerine emanet ediyorum ve seni çok seviyorum....

    YanıtlaSil
  2. Eyvallah canım benim senin yorumunun blogumda yer almasından mutluluk duyarım çünkü blogu okutabileceğim (yani ilgi duyabilecek) ender insanlardan birisin sende..

    Yorum yapmaya değer bulduğun için teşekkür ediyorum nur'um..
    İnşallah değerli yorumların gibi yazılarınıda okuruz bir gün :)

    YanıtlaSil
  3. bilmem ki belki bir gün neden olmasın:)

    YanıtlaSil

Sözün Gücüne inanmayan neden kelime-i şehadet getirir ki?..