5 Şubat 2012 Pazar

You and I are human beings; mostpeople are snobs*

 
 
Ben
sen de benim kadar
çıkmaza girmeyesin diye girdim
çıkmaza.

Şimdi senin felaketini istemedikçe
kendimi felâketten kurtaramayacağımı
görüyorum.
Anladım ki benim felâketimi tatmamış olan benim
hangi felâkete uğradığımı bilemez. Benim
kurtuluşum ancak benim gibi, benim kadar
kurtuluşu özleyenin bana el vermesiyle mümkün.
Senin felâkete uğramanı istemem. Çünkü seni
öldürürsem (seni kendi duygu ve düşüncelerim
içinde eritip, kendime benzetirsem) bana yardım
edemezsin. Sen ölmezsen (benim alter ego’m
olmazsan), benim ölümümün sona ermesi
gerektiğini anlayamaz, bana yardım için bir şey
yapamazsın.
Seni öldürürsem kendi kurtuluş yolumdaki ışığı
söndürmüş olurum.

Seni öldürmezsem kendi kurtuluşuma
açılan yolu tamamen tıkamış olurum.
İsmet Özel



*Sen ve ben insanız; çoğu kimse züppedir.(e.e. cumming)

6 yorum:

  1. Bu şiir beni çok öncelere götürdü ve bir yazıyı hatırıma düşürdü "İÇİM!" diye..

    Hayatımın etrafında serserice gezinmekteyim ve içine girmeyi arzulayıp bir türlü giremediğim bir dünyam var içimde… İçimde oluşunun, içine girmekle bir alakasının olmadığını bilmekteyim ama içimde ki dünyama içinde olduğum durumun, kendi içindeki derinliğiyle muhataplığım derecesiyle girebileceğimi, içine giremediğim içimin, içerisinde bulunduğu yerden bilmekteyim…

    İşte içerisine bir türlü giremediğim, içimin içinde bulunduğu dünyası;
    Hayatının içinde içinin daraldığını hissedercesine garipçe gariban, beyazıyla ve karasıyla birbiri içerisinde kaybolurcasına zıtlıklarla dolu, süratine yıldızların bile yetişemediği; bir ceylandan daha güzel ve bir aslandan daha korunaklıca koşan, dizlerin büküleceği kadar ağır olsa bile heyecanıyla olmadık yükleri bile kaldırdığı anlar kadar coşkulu, sanki bütün yüklerin taşınacak bir omuz aradığı günlerde bu aşkla; ipinden tutup, sırtına aldığı çuvalı yükleyip, her insandan ziyade her canlının bir vakit tadacağı; olduğu durumdan yok olup, asıl olacağı duruma varacağı günden çekinmeyip, yeni doğmuş körpecik serçelerin sevgi ihtiyacını unutmuş bir toplum gibi sorumsuz ve aldırmadan zincirler vurmaktayım içime…

    İçime bir şeyleri hep koymak istedim ama hiç bir şey koyamadığımı düşünüyorum…

    * daha ne diyelim şiir ve şiirin götürdüğü yer çok güzel..yüreğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  2. Tuuba; mevzu senin çoğu kimse olmayışın :)


    Üveys; bu yazıyı benim yorum butonumda saklamak yerine yayımlayın derim... "İÇİM" biraz kevir'vari bir iç döküş gibi geldi bana..

    Sizinde yüreğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  3. :) vay be...

    Özel de empatiye inanmıyormuş :)

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel ve dolu bir blog.Daha önce keşfetmediğime üzüldüm.İlk fırsatta diğer yazıları da okumak istiyorum.

    Herkes okuduğu ya da gördüğünü konu neyse yani onu kendi durumuna göre yorumlar.Bana şiirin hissettirdiği çok farklı oldu anlatmak istediğinden ve açıkcası cok etkiledi.
    payıma düşeni paylaşmak istemiyorum suan ama acıtsa da iyi geldi bu şiir.
    sanki aradığım mesaj gibi.
    teşekkür ederim bu güzel paylaşım için...

    YanıtlaSil
  5. Tuuba; Özel'in neye inandığını kestirmek zor dostum :)


    Bluestyle; Hoşgeldin..
    Şiir aklın açtığı yaralara merhemdir denmiş...
    İsmet Özel'e dua etmemek elde değil..

    Blogu sevmenize sevindim :)
    Yine beklerim..

    YanıtlaSil

Sözün Gücüne inanmayan neden kelime-i şehadet getirir ki?..