27 Şubat 2012 Pazartesi

Ben başka türlü teşekkür etmeyi öğrenene kadar..


Öyle yorgun düşüyor ki kelimeler anlaşılmak uğruna
bazen sadece bir tutam şiir diliyorum gönlüme
Yalnız benim anladığım..
Yalnız beni anlayan...
...
Gel de kur şu içimdeki cümleyi diye çağırıyorum onu
...
Sonra yine aynısı oluyor..
bir şair çıkıyor;
"Gözlerim,gözlerim benim
   denizi ilk defa gören bir çocuğun
       birdenbire yaşlanması neyse öyle.."*
diyor
...

Susuyorum
kimse bilmiyor
 içimdeki bir nefes sonsuza uğurlanıyor


NüHa


Not:Kitaplar blogumun gelecek müktesabatını biriktirdiğimi göstermiş bulunuyor. :)
Şimdi uzun uzun onların bana geliş hikayesini anlatmak vardı ama denedim yine olmadı..


*Edip Cansever(bknz.ben Ruhi Bey Nasılım)

4 yorum:

  1. tam olarak nedenini yazamasan da, bu blogu cok seviyorum.bazen bir kac cümleni anlamiyorum ama anlamasam da bu da digerleri gibi güzel bir post,
    en cok merak ettigimde, oguz atay-tutunamayanlar kitabi'na gelecek olan post olacak,
    zira bende var ama daha okumadim =)

    YanıtlaSil
  2. Blogu sevmenize sevindim Tam olarak nedenini yazamasamda... :)

    Bazen anlaşılmak için değil anlamak için yazdıklarımda oluyor..Belki anlamadıklarınız onlara isabet ediyordur..

    Oğuz atay'a gelebilmek için uzunca bir liste var şimdilik ama bende sizin kadar merak ediyorum..

    İçten yorumunuz için teşekkürler lost in dreams.. :)

    YanıtlaSil
  3. "Hissediyorum ama anlatamıyorum!" diye bağırıyordu mahkum haline gelmiş reis bey.. İnsan öteler'i sadece öteler diyerek anlatabiliyor ya hani, işte böyle bir şeydir içindeki yangının ateşini tutamamak fakat hissettirememek. Coşkun bir nehrin ferahlığıyla rahatlayamamak, darmadağın eden bir kasırgayla düzensizlikleri dağıtamamak..

    ve anlamın derinliklerine yol alıp anlaşılamamak..

    YanıtlaSil
  4. İnsan anlatmak(anlaşılmak) için değil anlamak için geldi diyorya şair..

    Ötesi bizlerin laf-ü güzafı gibi geliyor..

    YanıtlaSil

Sözün Gücüne inanmayan neden kelime-i şehadet getirir ki?..