27 Kasım 2011 Pazar

İnS.aN

"Herkes=kendisi+tüm insanlık'tır..."*

Biz birbirimiziz Ey insan...
sen yoksan benim hikayem eksik
ben yoksam senin keşfin tamamlanmamış

Bir tarihim varsa sen varsın diye var
"Kun" emrine muhatap kılındığın için ayetsin gönlüme
Bu resim eksik kalır sen yoksan
Gel ki
Ben'im de gizlenen yüzün kaybolmasın
Gel
ki
Kaderimin okunmayan sayfası kalmasın
"Bir muamma olarak doğduğum bir bilmece olarak öleceğim"*
hakikati böylesine yüzüme çarpıyorken
...
NüHa
*Semra Bilici
**İsmet özel

4 yorum:

  1. evet biz birbirimiziz ey insan.. gerçektende bilmece ve büyük bir muamma.. biz birbirimizken, her birimiz, kendimiz olan kocaman birbirimizden bir rol üstlendik.. doğru söylediniz tarih birbirimiz olduğu için var, hikayeler yine bunun için var ve gerçekten bu senaryoda harhangi birimiz yoksa büyük eksiklikler var..
    peki, kendimizin "emmare"si olan rol'ü sormak isterim? bu emmare içimizde kulluğun artması ve ahirette mükafatın ziyadeleşmesi için bi sebep. fakat biz içimizdeki kendimizle savaşırken ve henüz cenk devam ederken hayatta emmare rolunü üstlenenler bizi nereye sürüklüyorlar..? kaldı ki onlar bu rolü şeytanlardan çalmışlarken..

    kısaca soylemek istediğim bu aralar insana sizin baktığınız gibi bakmak istemiyorum.. daha doğrusu kimi güzel dostları tenzih ederek insana şöyle sesleniyorum..

    Biz birbirimiziz değiliz Ey insan...
    Sen yoksan benim hikayem eksik değil, ama sen varken yüreğim hep eksik, masumiyetim hep kayıp, nefret ve pişmanlık hep kendimde..

    Bir tarihim varsa sen varsın diye var.. evet bu savaşlar sen varsın diye var.. çin seddi, istanbul surları, rumeli hepsi sen var diye var... gözyaşı, eylem, kavga, küfür, istismar, sen varsın diye var..
    "Kun" emrine muhatap kılındığın ve buna uymadığın için ayet değilsin gönlüme azapsın, ızdırapsın...

    Bu resim eksik kalır sen varsan.. cehennem senin için var, fakat cennet senin için yok.. sen bütün kötülüklerinden arınmazsan giremezsin cennete.. emmaren, vesvesen, fitnenden vazgeçmedikçe yoksun orda..
    bunlar insanın hüsranı diyorya Kur'an, dolayısıyla şimdi git, hüsrandan çıkınca gir bu aile fotoğrafına...

    YanıtlaSil
  2. Tersten okuma yapmışsınız..Buna kendi doğru bildiklerimizi mutlaklaştırmamak adına çok ihtiyacımız var fakat biz varolan gerçeklikler üzerinden gidince ortaya anlamdan kopuk bir somuta hapsolmuş gerçeklik çıkıyor..

    Doğrusunu isterseniz artık tek bir bakış açısı ruhumu tatmin etmiyor.Sizin baktığınız yerde sürekli takılı kalmak, hayatımı bir kötümserlik üzerine bina etmek kendi kendime yaptığım bir zulm olurdu..

    Husn-u zannımı hümanizmin-(polyannacılığın) malzemesi yapmadan, insana ve onun cevherine bakmak ancak bir kazanım olur..

    Son olarak insanda gördüğünüz tüm özellikler (iyi ya da kötü ) sizin içinizde var diye gördüğünüzdür..Yoksa gururu tanımadan başka bir insanın gururundan şikayetçi olamazsınız...

    Vesselam..

    YanıtlaSil
  3. tersten okumanın tanımını, düz okuma yaptığınızı düşünerek yapmamalısınız.. halbuki siz de ters diye ifade ettiğinizin tersini okuyorsunuz sonuçta..

    şimdi filmi başa sararsak, insan için yaptığımız tanımları, yorumladığımız tavırları, ve doğurduğu sonuçları "bence, zannımca" kelimeleriyle ifade etmeliyiz.. çünkü bizim tespitlerimiz, hakitin yanında çok silik ve sönük.. (en azından benim için böyle)

    farklı bakışaçıları “müsademe i efkârdan barika i hakikat doğar” tesbiti gereğince oldukça önemli.. olduğumuz yerden sıyrılıp, takıldığımız düşüncelerin sınırlarından öte tarafa atlayıp bir de diğer taraftan bakmayı adet edinmeliyiz irfan boyutunda yorumlayabilmek için..

    son olarak hümanist düşünmek, polyannacılık yapmak yerine hüsn-i zan daha evladır elbette.

    fakat yine söylüyorum hüsn-ü zannı polyannacılıkla karıştırmamak da gerekir. zira durum şu hali alır; bu kapı umutsuzluk kapısı değil, fakat bu kapı korkusuzluk kapısı da deği.. bu kapı yüz kere tevbesini bozanların geleceği kapıdır, evet.. fakat bedelini ödeyerek gelecek olanların... mecusi, putperest, ne olursan ol yine gel denebilecek bir kapı değildir. arınmak için ancak kapı dışında silkelenmekle girilebilcek kapı..

    neyse uzatıyorum ama iyimser tarihselciliğin bizi sürüklediği noktaya dikkat çekmek istedim..

    vesselam..

    YanıtlaSil
  4. Ben bir sosyolog değilim ama sosyolojide kötü örnek, örnek sayılamaz diye bir kural vardır..
    İnsandan söz açıldığında, onun gerçeğe dönük yüzüne ve bilhassa olumsuz eylemleri üzerinden bakmak bizi hep yanıltacaktır...Çünkü insan karmaşık bir varlıktır bu sebeple hala üzerinde düşünülmektedir..

    Onun "cevherine" yani hakiki olana bakmanın bize İnsanı cümle içinde kullanırken daha isabet kaydettirecektir fikrindeyim...

    İsmet Özel der ki; İnsan doğru bildiğine şahit olan birisine ihtiyaç duyar..Bu yüzden hep bir ikinciye muhtaçtır... Kimbilir...Belki insana sırf bu yüzden bile hüsn-ü zann etmeli..

    Çoğu zaman "seni sevmeye çalışıyorum ey insan "diyen Dücane gibi bir üstten bakışla dahi olsa.. :)

    YanıtlaSil

Sözün Gücüne inanmayan neden kelime-i şehadet getirir ki?..