19 Ekim 2009 Pazartesi

SEYYİD EBUL ALÂ MEVDUDİ


İz Bırakanlar unutulmaz..

Adanmış bir hayatın sahibi Ebu'l A'la Mevdudi..

Hayatıyla beni derinden etkileyen yaşadığı çağa ve sonrasına büyük izler bırakmış bir alim,bir düşünür, bir gazeteci, bir Müslüman..

Önderlik sorunu çektiğimiz ümmet için ümm olma adaylarının yokluğundan bahsetmiştim bu bölümü açarken.
Allah' a "adanmanın ve adamanın" artık harcamak ve harcanmak olarak algılandığı günümüzde, birde adananlara dil uzatanların kendi içimizden olması "Sevgisizliğimizin" tarifinden başka birşey değildir..

Mevdudi'de bu sevgisizlerin kurbanlarından yalnızca bir tanesidir..

"Allah'a adanmak bir hak ediştir,bir liyakat işidir..Ve O'nun temiz yoluna ancak temizler adar ,temizler adanır!.." *

Hayatı

Ebu'l A'la Mevdudi 25 Eylül 1903'te Hindistan'ın Haydarabad şehrinde dünyaya gelmiştir.Anne tarafı Türk Baba tarafından seyyid olan Babası Avukat idi.Dedeleri ise çiştiyye Tarikatının kurucularındandır.
Mevdudi İngiliz eğitim sisteminden etkilenmemek için özel hocalar tarafından okutuldu.

Hem geleneksel hem modern eğitim kurumlarında aldığı eğitim sayesinde her iki kesimide yakından tanıma imkanına sahip oldu.
Bu iki sistem arasında kendine orta bir yol çizdi..

Babasının vefatı üzerine çalışma hayatına atılan Mevdudi 17 yaşında Hindler tarafından sevilerek okunan 'El Cemiad' gazetesinin yazı işleri müdürü oldu.Kaleme aldığı yazılarda Osmanlı'yı savunur meydanlarda güçlü hitabetiyle konuşmalar yapardı..

17 yaşında kaleme aldığı "İslam'da Savaş Hukuku" adlı kitap Mevdudi'nin ilk kitabıdır.Muhammed İkbal bu kitabın herkes tarafından okunmasına salık vermiştir.

Günümüze kadar devam eden Tercüman'ül Kur'an adlı dergiyi çıkaran Mevdudi dergi hakkında şunları söyleyecektir:

"1932'de Haydarabad'da Tercümanü'l Kur'an'ı yayımlamaya başladığımda, kafamdaki plan ilk önce Müslüman aydınları yakalayan Batı kültürü ve fikriyatının zincirini kırmak ve İslam'ın, Batı kültürünün onlara sunacağından çok daha üstün bir medeni hayata, hukuka, kültüre, siyasi ve ekonomik sisteme, felsefeyi ve eğitim sistemine sahip olduğu fikrini aşılamaktı. Kültür ve medeniyet konusunda başkalarından ödünç almaları gerektiği nosyonundan kurtulmalarını istiyordum. İslami sistemin dünyadaki herhangi bir sistemden daha üstün olduğuna onları ikna etmek istedim ve ayrıca onları korkutan Batı sisteminin, zayıflıklarını ve kusurlarını bilmelerini arzuladım."


Pakistan'ın kuruluşundan sonra çok genç yaşına rağmen "Cemaati İslami"hakereketinin lideri oldu. Pakistan anayasasının islamı esaslara dayanması ve hayatın her alanında islami hükümlerin olması gerektiğini savunarak il il gezmiş ve bozgunculuk çıkardığı iddiasından ötürü hapse mahkum edilmişti.
Mücadelesinden dolayı hakkında idam kararı dahi çıkan mevdudi bu karar için şu sözlerleri sarfedecektir: "Eger bu, Allah'in bir iradesiyse büyük bir mutlulukla karsiliyorum. Bu bizim kavusmayi ârzuladigimiz sehadettir. Ölüm su anda benim için yazilmamis ise hiç endise etmiyorum. Çünkü onlarin bu gayretleri beni hiç ilgilendirmiyor. Onlar bana en küçük bir zarar dahi veremezler."
...

Geleneksel ulema tarafından eleştirilen Mevdudi'nin eleştirilme sebeplerinin başında O'nun gazeteci olduğu ve alim olmadığı gelmektedir.Oysa ki Mevdudi dönemin ünlü alimlerdinden icazet almıştır..Bu konuda ona günümüzde de iftira atılmaktadır.
Allah onları Affetsin..

Bugün yaygın anlamlarıyla bildiğimiz tarikatlara karşıdır.Ancak temel anlamda tasavvufa karşı değildir kendiside tasavvufun içinden gelmektedir.Karşı olduğu hususlar ise Tasavvuftaki zühd,takva ve ihsan kurumlarına bidatler karıştırılması ve eklenmesidir. Kur'an'a ve sünnete aykırı olan tasavvuftaki hurafelerin ayıklanmasını istemektedir.

Çağında yaşayan birçok alim ile mektuplaşmaları olmuştur. Seyyid Kutub,Meryem cemile,Humeyni bunlardandır.
Mevdudi İran İslam İnkılabını desteklediği için hapse atılmış ve cemaati islami yasaklanmıştır..
Seyyid Kutub Mevdudi' nin "Kur'anda Dört Terim" kitabından etkilenmiştir. Mevdudi ise Kutub'un "Yoldaki İşaretler" adlı kitabını okuyunca "Bu kitap sanki benim kalemimden" çıkmış diyecektir..
Seyyid Kutub'un idam edildiği gün Mevdudi kitap okumaktayken boğulduğunu hisseder ve Kutub'un idam haberini duyunca
"Yaşadığım olay bundandır ve bende bugün idam edildim" der..

Hayatını İslam mücadelesine adayan Mevdudi hatadan beri olmayan bir kuldur elbette fakat günümüzdeki onun aleyhine yapılan büyük eleştirileri,iftiraları asla haketmemektedir..Her daim Kur'an ve sünnet üzere bir hayatın savunucusu olmuştur.O'nun fikirleri biz müslüman gençlere ve müslümanlığını genç tutanlara ışık olmaktadır..

Batı'nın hala hazmedemediği Mevdudi ve Seyyid Kutub 12 eylül olaylarının fikri sorumluluları olarak görülmektedir.
Oysaki Mevdudi'nin şu sözleri onu ve davasını anlamaya yetmektedir:

"Ey gençler! Size nasihatim gelecek asrı İslam asrı kılmanızdır. Çünkü Batı medeniyeti çöküşün eşiğindedir. Komünizm de Kapitalizm de peyderpey çökecektir. Bu çöküşlerden sonra dünyada bir boşluk meydana gelecektir. Bu boşluğu da İslam'dan başka bir güç dolduramayacaktır. Size tavsiyem "Sabır ve metanetle" bu boşluğu doldurmak için mücahede ediniz. Sakın birilerinin akıllarına uyup gizli örgütleşmelerin içine girmeyin, silaha ve şiddete ise asla başvurmayın. Çünkü bu aceleciliktir ve İslam'da aceleciliğin yeri yoktur. Bu boşluğu İslam'ın doldurmasını istemeyenler de sizi buna teşvik edebilir. Şunu bilin acelecilik beraberinde kötü görüntüler getirir. O halde ey gençler! Doğru İnkilab Hz. Peygamber döneminde olmuştur ve gelecekte yine bu yolu izleyenlerin eliyle olacaktır."


Davası duası olan, bu güzel şahsiyyetlerin değerini bilmek mücadelesini anlamak onlara iftira edenlerin güttüğü koyunlardan olmamak duası ile..

Radiyallahu Teâle Anhum Ecmain.

"Ya Adayan ol Hanne gibi
Ya adanan ol Meryem gibi
Ya da adananlara bahçıvan ol Zekeriyya gibi
Sakın dördüncüsü olma Helak Olursun! " *

NüHa
*M.islamoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sözün Gücüne inanmayan neden kelime-i şehadet getirir ki?..